22 Aralık 2008 Pazartesi

Duyuru 56-22/12/2008

Şu mesajı size 21 ekimde göndermiş ve sonuna da sigortasız işçi çalıştırmayın uyarımızı eklemiştik;
Sayın Müşterimiz, 19/12/2008
Kayıtdışı işçi çalıştırmayı önlemek için kamu adına denetim yapan tüm görevliler seferber edilecek. Başta Maliye/Belediye elemanları olmak üzere bir işyerinde kendi alanlarına giren konularda herhangi bir denetim yapan kamu denetçileri, o işyerinde kayıtdışı işçi çalıştırılıp çalıştırılmadığı veya ücretlerin prim kesintisine esas kazançlar açısından tam olarak gösterilip gösterilmediğini denetlemekle görevli olacak.Denetçi ne yapacak? Kamu denetçileri, kendi mevzuatları gereğince yapacakları çalışmalar sırasında işyerlerinde çalıştırılanların sigortalı olup olmadığını tespit ederek, sigortasız çalıştırılanları ve sigortalı sayılanların prime esas kazançlarının veya sigortalı gün sayılarının eksik bildirildiğini saptamaları halinde Sosyal Güvenlik Kurumu'na bildirecekler.Bir ay süre veriliyor: Kayıtdışı işçi çalıştıran veya primleri eksik yatıran işverenlere,işçileri sigortalamaları veya eksik primleri tamamlamaları konusunda 1 aylık süre verilecek.İşverenin belgeleri 1 ay da tamamlamaması halinde kurum söz konusu tespitlere ilişkin prim borçlarını hesaplayarak işverene borç çıkartacak. İşveren, tahakkuk ettirilen prim ve diğer sigorta borçlarını tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde ödemekle yükümlü.İtiraz hakkı var:İşverenler,bu tür borçlara karşı,tebliğde bulunan ilgili birime 1 ay içinde itiraz edebilecek.İtiraz borcun takip ve tahsil işlemlerini durduracak.İtirazlar,il müdürlüklerindeki komisyonlarca karara bağlanacak. İşveren komisyonun kararına karşı yetkili mahkemeye başvuruda bulunarak itiraz edebilecekler.
Halk arasında “sigortasız çalıştırma”,teknik olarak “tescilsiz çalışma” şeklinde adlandırılan kayıtdışı çalıştırmaya yönelik idari para cezaları arttırıldı. Öteden beri uygulanan cezalarda değişiklikler yapıldı yasa yürürlüğe girdi.
1 Ekimden sonra sigortasız çalıştırmanın cezası ne oldu?Bu sorunun tek cevabı yok.
a-İşveren sigortasız işçi çalıştırdığını kendisi kuruma bildirirse uygulanacak ceza tutarı eskiden olduğu gibi bir asgari ücret olacak.
b-İşveren kendisi değil de kurumun denetim elemanları veya başka bir şekilde tespit edilen sigortasız her bir işçi için uygulanacak ceza miktarı asgari ücretin iki katı olacak.
Örneğin, kurum kontrol memuru 16 Ekim 2008 tarihinde yaptığı denetimlerde 5 kişinin tescilsiz (sigortasız) çalıştırıldığını tespit ederse, uygulanacak ceza şu şekilde hesaplanır: 5x2=10x638.77=6.380 YTL ceza uygulanır.
c-Sigortasız çalıştırmanın tekrarı halinde ise ceza miktarı katlanıyor. Kanun hükmüne göre, tescilsiz işçi çalıştıran işverenler, bir yıl içinde tekrar tescilsiz çalıştırmaları halinde uygulanacak ceza tutarı sigortasız her bir işçi için asgari ücretin 5 katı olarak uygulanacak.Örneğimizle devam edelim;
16 ekim 2008 tarihinde 5 işçiyi tescilsiz çalıştırdığı tespit edilen işverene her bir işçi için asgari ücretin iki katı tutarında ceza uygulanacağını belirtmiştik. Aynı işverenin takip eden bir yıl içinde, yani 16 Ekim 2009 tarihine kadar sigortasız çalıştırdığı tespit edilen her bir işçi için beş asgari ücret ceza alacak. Örneğin, bir yıl içinde toplam 10 kişiyi daha sigortasız çalıştırdığı belirlenirse, 10x5=50 asgari ücret ceza uygulanacaktır.
Sonuç olarak siz siz olun sigortasız işçi çalıştırmayın. Yakalanmanız halinde ağır yaptırımlar var.

Bu defa şöyle bir gelişme oldu: SGK Başkanlığınca 2008/97 Genelge yayınlandı.:Kayıt dışı istihdam ve kayıt dışı istihdamla mücadele ülkemizin en önemli sorunları arasında yer almaktadır.Bu mücadele; sadece Kurumumuzun alacağı tedbir ve yapacağı denetimlerle değil, aynı zamanda Devletin tüm kurumları arasında işbirliğini ve bu konuda gerekli hassasiyetin gösterilmesini gerektirmektedir.Yeni Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunun;8.md nin 7.fıkrası ; “Kamu idareleri ile bankalar,Kurumca sağlanacak elektronik altyapıdan yararlanmak suretiyle, Kurumca belirlenecek işlemlerde, işlem yaptığı kişilerin sigortalılık bakımından tescilli olup olmadığını kontrol etmek ve sigortasız olduğunu tespit ettiği kişileri, Kuruma bildirmekle yükümlüdürler” der,peki bu kurum ve kuruluşlar kimler ?1.Bankalar
2.Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü
3.Milli Eğitim İl Müdürlüğü
4.Tarım ve Köy İşleri İl Md.
5.Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü
6.Sağlık İl Müd.
7.Sanayi ve Ticaret İl Md.
8.Belediyeler
9.Emniyet İl Md./Jandarma İl Komutanlığı
10.İl Özel İdareleri
11.Valilikler
12.Ulaştırma Bakanlığı/Karayolları G.Md.
13.Çevre ve Orman Bakanlığı
14.PTT Genel Müd.
15.Türkiye Seyahat Acentaları Birliği
16.Özerk Spor Fedarasyonları
17.TTNET A.Ş.
18.Türk Telekom A.Ş.
19.Vodafon, Turkcell, Avea A.Ş.
20.Noterler

İDARİ PARA CEZASI UYGULANMASI Tebliğin 29.md yapılan kontroller sonucu Kanunun ilgili hükmünde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen kamu idareleri ve bankalar ile diğer kuruluşlara,Kanunun 102.md 1.fıkra g bendi gereğince sigortalı başına aylık asgari ücretin %10 u tutarında idari para cezası uygulanacak olmakla birlikte, bu işlemler,SSK Gn.Md. talimatları ve bilgisi doğrultusunda yürütülecektir.Nasıl uygulanacak, nasıl ceza kesilecek. Bekleyip göreceğiz.

Evet bunun anlamı şu,bir iş sahibinin herhangibir işi için yukarıda sayılanlara giden kişi o iş sahibinin yanında sigortalımı değilmi diye bu kurumlar bakacak,bakmayan cezalanacak,biri birine bir iş için yardım ediyorsa mutlaka onun sigortalısı olmalı,öyle vatan millet ahiret hayrına, sevaptır falan diye yardımlaşma yassak.
Tekrarlayalım,uygulanabilirmi,nasıl uygulanacak,bekleyip göreceğiz.

17 Aralık 2008 Çarşamba

Duyuru 55-17/12/2008

Sayın Müşterimiz, 17/12/2008

9 günlük ülkemize özgü bir tatili daha bitirdik,önceden hazırlık yapmamıza rağmen bu 9 gün içindeki 12 aralık Cuma ve 13 aralık Cumartesi 2009 yılında kullanılacak resmi defterlerin tasdiki işimizi tamamlayamadık.Nedeni 9 gün tatile noterimizinde saygı göstermesi idi.Cuma bir nöbetçisi vardı,cumartesi ise kapalı idi.

Bu hafta sonu,kendilerine bildirilen ödemelerini yapan müşterilerimizin defterlerini onaylatacak ve yerlerine kaldıracağız.Ödeme yapmamış olanları da, ödeme yaptıklarında tek tek notere gönderip onaylatacağız,bu ay tasdik edilemeyen ocak ayında tasdik edilenlere,tespit edildiğinde usulsüzlük cezası uygulanıyor.Ödeme tutarı konusunda sorusu olan müşterimize masraf listesi gönderiyor,birlikte kontrolu böylece sağladıktan sonra,varsa bir hata düzeltme yapıyoruz.

Biz bu yıla kadar defterlere kapanış tasdiki yaptırmıyorduk.
Nedeni bu kapanış tasdikinin vergi kanunları açısından zorunlu olmaması,
ticaret kanununda bu konuda zorunluluk olması idi.Ticaret kanunundaki zorunlulukta sadece ticari davalarda gündeme geliyordu.Yakından izlediğim son 30-40 yıllık geçmişimizde bu konuda bu yıl hariç hiçbir sorun yaşamadık.
Bizim bildiğimiz kapanış tasdiki olmayan defterin, kapanış tasdikli deftere karşı ticari davalarda delil olarak kabul edilme açısından dezavantajlı olacağı idi.
Yani bir ticari dava açılmış olacak,bu davada hakim bilirkişi tayin edecek,bilirkişi defterlere bakıp rapor yazacak,taraflardan birinin defterleri kapanış tasdikli diğerininki değil ise,kapanış tasdiki olanın defterleri delil kabul ediyor diğerinin defterlerine bakmıyordu. Eğer iki tarafın defterleride kapanış tasdiksiz ise bunların ikisinide delil kabul etmek durumda idi.Genellikle kapanış tasdiki yapılmamakta olduğuna göre de sorun yok,kapanış tasdiki yaptırmamak önemli bir eksiklik sayılmaz idi.Ancak son yıllarda durum farklılaşmış,bu yıl bir müşterimizin davasında bunu gördük,öğrendik;
Yargı artık kapanış tasdiksiz defteri delil kabul etmiyor,bakmıyor, incelemiyor.Bu,içinde bulunduğumuz dönem için önemli bir yeni durum.
Ayrıca şunu da izliyoruz,
Dalga dalga gelen,gittikçe şiddetlenmekte olan küresel ekonomik kriz,bir iddiaya göre teğet yada değerek geçti dense de, önümüzdeki dönemde parayı elde tutma, ödemeyi geciktirme hatta mümkünse ödememe eğilimlerini arttıracak,ticari ilişkilerde birbirinin ümmüğünü sıkma eğilimi artacak.
Bu nedenle bu yıldan itibaran kapanış tasdiklerinizi de yaptıracağız.
Her biten yılı izleyen yılın ilk ayının sonuna kadar bu tasdiğin yapılması gerekiyor. Yani ocak ayında yapılacak kapanış tasdiği, aralık ayının kayıtları tamamlanıp defterlerinizde kapanış kayıtları yapıldıktan sonra.
Bunun 2008 yılı tarifesi 80 YTL civarında,2009 da 100 YTL ye yaklaşacak diye tahmin ediliyor.Ayrıca bir masrafıda yok.

Saygılarımızla.
A.İsmet Tekin

27 Kasım 2008 Perşembe

Duyuru 54-27/11/2008

Vergi borcu taksitlendirmede son 2 gün ve varlık kazandırma adı altında vergi affı yasası hk.
Sayın Müşterimiz,

Evet böyle oluyor,yılın son günlerinde yeni yasal düzenlemeler oldukça bizden daha sık mesajlar alıyorsunuz,
Hele birde böyle kriz kapıda, önlem alalım diye daha da geniş kesimleri ilgilendiren yeni uygulamalar olunca daha daha sık hatırlatma mesajlarımıza gerek duyuyoruz,

Yine 2 konumuz var,
Vergi borçlarının ödenmesinde kolaylık sağlayan yasa
Ve kriz yasası denen asıl adı varlıkların ekonomiye kazandırılması olan ancak asıl olması gereken adı “Türkiye Cumhuriyeti Tarihindeki En Geniş Kapsamlı Vergi Affı Yasası” olan yasa,

1-Eğer ödeyemediğiniz ya da ihtilaflı vergi borcunuz var ise buna yıllık %3 faiz uygulanarak 18 taksitte ödeme şansını kullanmak için bugün sondan 2.gün.
Yarın son gün.Bir kaç kez yazdık mesajlarımızda, tekrar hatırlatıyoruz,iyi bir tekliftir, gerçi bu kriz denen şey eğer daha başlıyor ve aslı daha ileride gelip vuracak ise ekonomiyi,buna benzer ve daha da cazip uygulamalar olacaktır.Ancak ya olmazsa denerek var ise vergi borcu takside bağlatmakta yarar var diyoruz biz.

2-Küresel mali krizde yastık altı paraların ekonomiye kazandırılmasını amaçlayan "varlık barışı" yasası çıktı.Türkiye'yi kara para cenneti haline getireceği eleştirilerine karşın Meclis'ten geçen yasa,yurtdışındaki tasarrufu %2,yurt içindeki tasarrufu da %5 vergiyle ekonomiye kazandırmayı amaçlıyor."Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun"a göre beyan edilen varlık Gelir ve Kurumlar Vergisi'nden muaf olacak.Yurtdışından/yurtiçinden beyan edilen varlıklar nedeniyle 1 Ocak 2008'den önceki dönemlere ilişkin vergi incelemesi yapılmayacak. Bu şu demek;
Diyelim ki bir vergi mükellefi 250.000 YTL varlığım vardı ve bunu daha önce vergiye tabi tutmadım şimdi bu yasaya göre beyan ediyorum dedi.Bunun için mart ayı sonuna kadar eğer bu tutarı dışardan içerideki bir banka hesabına yatırırsa 5.000 YTL böyle bir şansı olmayıp içeride bir bankaya yatırırsa 12500 YTL vergi ödeyecek ve;
1/1/2008 öncesine ait kendisi yada firması hakkında yapılacak olan 22 kasım 2008 sonrasında başlamış her türlü vergi incelemesinde bulunacak olan her hangi bir vergi beyan farkından bu 250.000 YTL yi düşebilecek.
Daha da anlaşılır olalım böyle bir beyanda bulunuldu ve 2009 ocak ayında 2005 yılı defterleri incelemeye istendi, incelendi ve raporda dendiki bu mükellef 2005 yılında 200.000 YTL gelirini beyan etmemiştir, buna hiçbir işlem yapılmayacak, eğer tespit edilen eksik beyan 300000 ise 300-250=50.000 YTL lik beyan farkı için vergi ve ceza uygulanacak.
Kanuna göre,gerçek veya tüzel kişilerin,1 Ekim 2008 de sahip olduğu yurtdışındaki para,altın,döviz,menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları, taşınmazları, 2009 yılı Şubat ayı sonuna kadar YTL cinsinden rayiç bedelle banka veya aracı kuruma bildirilecek ya da vergi dairelerine beyan edilecek.
Bu kıymetler, Vergi Usul Kanunu uyarınca, defter tutan mükelleflerce beyan tarihi itibarıyla kanuni defterlere kaydedilebilecek.

Önümüzdeki hafta içinde size bildirilecek yeni yıl defterleri ve yıllık masraflarınızı ödemeniz halinde 9 gün tatil içinde bu defter işimizi halledeceğiz.

Saygılarımızla
A.İsmet Tekin

Duyuru 53-21/11/2008

Sayın Müşterimiz, 2008/kasım sonu.

Batıyorum diye yıllardır feryat eden SSK ve Bağ-Kur’un sesi ancak küresel krizin kapıya dayandığı günlerde ciddiye alınıp,hemen çözüm bulalım diye,ehil olmayan deneyimsiz kadrolara görev verilince sistem allak bullak oldu; Sosyal güvenlik konusunda neyi ne zaman nasıl yapmak gerektiğini biz mali müşavirler,bağkurda çalışanlar ve ssk da çalışanlar,herbirimiz farklı farklı yorumluyor, birbirimize sordukça daha da çok karıştırıyoruz.
Emeklilik, sağlık sisteminden yararlanma, sağlık sigortası, emeklinin tekrar çalışması (sosyal güvenlik destek primi), çalışmadan sigortayı devam ettirmek (isteğe bağlı sigorta) hepsi karıştı, bulanıklaştı, sisler yavaş yavaş dağılacak ve bizde önümüzü göreceğiz,inşallah.

Ve güncel durum,2 konumuz var;
-SSK primlerinde %5 indirim ve
-yeni ilk kez sigortalı çalıştırılması halinde devletin prim desteği.

%5 indirimden faydalanmak için geçmişten hiç prim borcunuz,idari para cezanız olmamalı,
5510 sayılı yasaya göre tahakkuk fişi alınmalı ve prim yasal süresinde ödenmelidir.
Yasal süresinde ödenmeyen primin %5 indirim hakkı kaybolmakta ve primin tamamına gecikme zammı uygulanarak tahsil edilmektedir.
Asıl kritik şart tahakkuk fişinin 5510 sayılı yasaya göre alınması oldu bu ay,
çünkü bildiğiniz gibi artık hem vergi hemde ssk tahakkuk işlemlerini internetten biz yapıyoruz ve bu 5510 sayılı yasaya göre tahakkuk alma seçeneği geçen hafta sonlarında kondu kurumun internet sayfasına.Dolayısı ile bu ay,ayın ilk günlerinde hemen aldığımız tahakkuklarda %5 indirim yok, zaten çok fazla bir fark da yok ama tabi indirim indirimdir diyerek, özellikle prim borcu olmadığını kesin bildiğimiz ve enaz 5 işçi çalışan işyerlerinin tahakkuklarını değiştiriyoruz, bu durumda ilk tahakkukun 11,20 YTL damga vergisi de ayrıca ödenecek.

İlk kez sigortalı çalıştırma desteğine gelince bu konuda daha önce de kısaca bilgi vermiştik tekrarlayalım, geçen 12 ay ortalama işçi sayısından fazla olmak şartı ile 18-29 yaş arası erkek ve 18 yaş üstü kadın işçiyi ilk kez çalıştırmaya başlamanız ve geçecek süre zarfında bu işçi sayısında eksilme olmaması şartı ile bu yeni işçinin işveren prim hissesini devlet önce tamamen karşılıyor sonra kısmen.(ilk yıl %100,2.yıl %80,3.yıl %60,4.yıl %40 ve 5.yıl %20).

Güncel konularımız bunlar,Hürriyet alıp hergün Şükrü Kızılot’a bakanlar bu konularda biraz biraz birşeyler okumuş oluyorlar ben daha kolay anlaşılır hale getirdiğimi sanıyorum.

Yılın bu döneminde mesajlarımıza dahil ettiğimiz bir konumuz daha oluyor, bir hafta sonra yılın son ayına gireceğiz ve bu 31 günlük ayın 9 günlük bayram vs tatili ve ayrıca 4 gün hafta sonu tatili var, 31-(9+4)=18 çalışma günümüz var aralıkta.Zaten her yaptıklarımızın yanısıra sizlerin 2009 defterlerini de hazırlayıp notere onaylatmak zorundayız bu 18 gün içinde.
Bu toplu harcamanın maliyetini sizlere yansıtırken yıl içinde sizin için tükettiğimiz diğer malzemeninde bedelini topluca hesaba katıyoruz biliyorsunuz.Bu tutar ortalama olarak şirket ve birinci sınıf defter tutulan şahıs firmalarında bu yıl 600-800 YTL,işletme ve serbest meslek defteri tutulan mükelleflerde ise 250-300 YTL civarındadır,sizi arkadaşımız aradığında geciktirmeden bu bedelin ödenmesi halinde hemen aralığın ilk haftasında bu yeni yıla hazırlığımızı tamamlamamıza yerdımcı olacaksınız.

Saygılarımızla
A.İsmet Tekin

29 Ekim 2008 Çarşamba

Duyuru 52-29/10/2008

Sayın Müşterimiz, 29/10/2008

Sosyal Güvenlik sistemizdeki köklü değişikliklerin uygulanmasında açıklık sağlanması zaman alacak.SSK nın kurulması ile başlayan uygulamalar arada değişikliklere uğradı, yıllar sonra Bağkur devreye girdi, ama geçen yaklaşık 50 yıl içinde bu kadar köklü ve hemen her uygulamayı değiştiren bir değişim olmamıştı.Değişim bu derece geniş olunca da ne yapılacağını anlamak ve uygulamak sadece biz mali müşavirler için değil ilgili kurumlar SSK ve Bağkur personeli açısından da zor oluyor zaman alıyor.

Biz bu duruma karşılık kurulduğumuz 1956 dan bu yana ilk kez “mesleki sorumluluk sigortası” satın aldık.Olası hatalarımızdan doğabilecek yaptırımlara karşı kendimizi koruma ihtiyacını ilk kez duyduk.Hata hiç yapmıyor değildik,bizim hatamızdan doğan ve müşterimize yönelen bu yaptırımları zaten biz karşılıyorduk ama bu kez bu riski bu poliçeyi satın alarak özel sigorta şirketine devrettik.

Evet bir süre alacak yeni uygulamalara uyum sağlamak,bu kapsamda sizi uyarmamız gereken konuları bu mesajlar yolu ile size iletiyoruz.

Bu kez de aşağıdaki 4 konuya dikkatinizi çekmek istiyoruz:

1-İşverenler işçilerine banka yada başka bir alanda kullanmak üzere beyan edilenden daha yüksek maaş belgesi veremezler.Biz zaten bu tür belgelere işveren olarak müşterimizin kaşe ve imzasına onay vermiyorduk,ama bu tür belge istendiğinde imzasız ve kaşesiz olarak size,siz de işçinize veriyordunuz.Artık bu mümkün değil çünkü yeni sistem bankalarıda ssk primi kaçağına karşı görevlendirdi.Bankalar bu bilgileri Sosyal Güvenlik Kurumuna aktaracaklar.Belgedeki imza ve kaşe tartışmalıda olsa bunun ispatı ile uğraşmak ve işçinizin sahte imza nedeniyle cezalandırılmasına seyirci kalmak sözkonusu olabileceğinden artık bu tür belge taleplerini kabul etmeyeceğiz.

2-İşçi çıkışları daha önce Çalışma Bakanlığı ve İşkur’a bildirilmekte idi, artık işçi işten çıktıktan sonraki 10 gün içinde SGK na bildirilecektir.Bu nedenle artık sadece ayda bir kez bize çıkan işçilerini bildirmeniz yeterli değildir,işçi işten çıktığında hemen bize bilgi vermelisinizki bizde bu yasal süre içinde gerekli bildirimleri yapabilelim.

3-Bağkur primi ödemekte olan işverenler 31/12/2008 e kadar ssk taban ve tavan ücretleri arasında gelir bildiriminde bulunarak hangi rakam üzerinden prim ödeyeceklerini bildirecekler. Bunu yapmayanların işlemleri son basamağına göre devam edecek,bildirim yaptığında değişecektir.Bu konuda önemli bir alt sınır daha var, bağkur primi yeni esasa göre 4b kapsamında prim ödeyen eğer yanında işçi çalıştırıyorsa çalıştırdığı işçilerden en yüksek ücretli olanın ücretinden daha düşük gelir bildiriminde bulunamaz.
Biz bu konuda sizi uyaracağız.

4-Eğer 4b yani bağkur primi erken ödenirse aylık %4 indirim uygulanacak.
Bu uygulama da en uzun erken ödeme süresi 360 gündür.Yani ocak ayında aralık ayı priminizi öderseniz aralıkta ödeyeceğiz primin %48 i ni ödemeyecek %52 sini ödeyeceksiniz.
Bizde yeni yeni hakim oluyoruz sisteme, ara ara size böyle duyurular yapacağız.

Saygılarımızla. A.İsmet Tekin

25 Eylül 2008 Perşembe

Duyuru 51-22/09/2008-ek

Sayın Müşterimiz Eylül/2008-ek

Son mesajımıza biraz daha açıklık getirelim,

Anonim şirket ortakları eğer yönetim kurulu üyesi yada imza yetkilisi değil ise bağkura kaydolma zorunluluğu yok.Limited şirkette ise sadece ortak olmak bağkura kayıt zorunluluğu için yeterli neden.

1 ekim 2008 den sonra ilk kez sigortalı olanlar ileride emekli olduklarında şimdiki emekliler gibi hem çalışıp hemde emekli aylığı alamayacaklar.Bu önemli bir bilgi ancak dikkat edilmesi gereken bir nokta var bugünlerde ilk kez (bağkur ssk yada emekli sandığına tabi olarak) sigortalı olacak olanlar ortalama 40 yıl sonra emekli olacaklar yani 2050 yıllarında falan.O zamana kadar daha neler neler olacak kimbilir, bu uzun süreye bakarak biz önemsemiyoruz bu durumu.Ve artık yeni sosyal güvenlik kapsamına girenlerin emeklilik yaşları 65 civarı oluyor, halen hem emekli hemde çalışanlar olmasının temel nedeni bu ülke de 35-40 yaşlarında emekli olunması idi.65 yaşına kadar çalışmış yorgun emekliler o yıllarda acaba emekli olduktan sonra çalışmak isteyecekler mi?

Şu an emekli olup sigortalı olarak çalışan ya da işyeri açanlar sgdp ödüyorlar.(sosyal güvenlik destek primi).Bunun mantığı şu idi,sen emekli oldun bende sana ölünceye kadar hatta dul eşine evde otutan bekar kızına her ay aylık ödeyeceğim dedim ama sen evinde oturmuyor çalışıyorsun bu durum benim bir diğer teminatım olan sağlık ile ilgili senin yaratacağın harcama riskimi arttıryor,iş kazası geçirebilrisin meslek hastalığına yakalanabilirsin o yüzden ben senden sadece bu ek sağlık riskine karşı para alacağım.)
Mantık bu idi ama şimdi 1 ekimden itibaren bu da değişiyor,artık emekli olduktan sonra çalışanlar için ,emeklilik öncesi çalışanlarla hemen hemen aynı miktarda sigorta primi ödenecek.Bağkur emeklilerinden aylıklarının %12 si kesilerek aylıkları ödenecek. Sigortalı olarak çalışan emekliler için ise işveren işçiye ödediği ücretin %31-36,5 arası oranda prim ödeyecek ssk ya.Bu aslında işçi ve işverenin paylaştığı bir prim ama uygulamada işçiyi hiç ilgilendirmiyor işveren ödüyor tümünü.

Bu uygulama ile birlikte ülkemizde GSS de başlıyor.Genel Sağlık Sigortası herkes sağlık konusunda sigortalı ancak çalışılmayan günlerin parasını işçinin kendisinin ödemesi ve 18 yaşından büyük işsiz/evlenmemiş kız çocuk için ayrıca prim ödenmesi şartı var.(en az 25,55 en çok 153,29 YTL/ay,bir orana göre hesap yapılması yazılmış kanuna, yuvarlatılabilir denmediğinden böyle,en çoğu seçen 153 YTL 29 Yeni kuruş ödeyecek 18 yaşından büyük işsiz/evlenmemiş kızı için her ay.) Sadece kız çocuk denmesinin nedeni erkekler zaten 18 yaşından sonra kendi başının çaresine bakmak durumunda kızlar ise koruma altında idiler, bu nedenle sadece kızlar deniyor.

Birkaç şirkette hissesi olanlara gelince ,önceki mesajımızda söz ettiğimiz kaç şirkette ortaklık varsa hepsinden ayrı ayrı bağkur primi ödemesi konusunda,yeni yasa ve yönetmeliklerin ilerleyen sayfalarında buna açıklık getirildiğini gördük böyle durumda birinden işlem yapılmasının yeterli olacağı yazılı.

Bu konuda daha çok mesaj yazmak zorunda kalacağımızı tahmin ediyorum.

Saygılarımla.
A.İsmet Tekin

22 Eylül 2008 Pazartesi

Duyuru 51-22/09/2008

Sayın Müşterimiz, Eylül/2008

İş hayatı açısından güzelliği tartışılan 9 günlük bir tatil başlayacak bu haftanın sonunda.Ve bu 9 günün içinde Şeker Bayramı var.Şimdiden bayramınız kutlarız.Bu bayramı ve daha pek çok Ramazan Ayı ve Şeker bayramını sağlıklı ve sevdiklerinizle birlikte geçirmenizi dileriz.

Önemli bir uyarımız var; İki hafta sonu ve ortadaki 3 günlük bayram tatilini birleştiren hükümet açıklaması idari izin kararıdır. İdari işleri aksatmamak şartı ile idari personelin izinli sayılmasıdır.Tam anlamı ile tüm ülkede tatil uygulama yetkisi hükümetlerde değildir,bunun için kanun çıkması gerekir,yani yetki TBMM dedir. Evet 29 Eylül Pazartesi günü yarım gün,3 Ekim Cuma günü tam gün çalışma günüdür.Yani her ayın sonunda ödenmesi gerekenler 3 Ekim günü ödenmez 6 Ekim pazartesi ödenirse gecikme zammı ile ödenmesi gerekir.Bankalar gecikme zamlı ödemeleri kabul etmediklerinden ilgili kuruma ödenmek gerekir.Katma değer vergisi ve aylık muhtasar vergiler zaten bu Cuma 26 eylülde ödenecek,diğer ödemelerinizi (bağkur-ssk de 3 Ekim’de yapacağınızı hatırlatmış olalım.

Şirket ortağı SSK’lılar dikkat! (Mesajımızın bu bölümü,Mehmet Eser’in Hürriyet Ege -22/9/2008 de yayınlanan yazısı temel alınarak hazırlanmıştır.)
Yeni sosyal güvenlik sisteminde belirsizlik sürüyor ve çoğunluk kendi özel sorununa çözüm arıyor. Öyle ki; sigortalı değil de "ip canbazlığı" yapacağımız bir zaman diliminden geçiyoruz. Müşterilerimizin durumlarını gözden geçirmeleri için bu konuyu bir kez daha ele almayı uygun gördük.
Aşağıda geçecek olan
4a ssklı olmak
4b bağkurlu olmak
4c emekli sandığına bağlı olmak demektir.
Şirket ortaklarının durumu-Halen ya da 1 Ekim’den sonra şirket ortağı olacaklar, Kanunun 4/b maddesi kapsamında sigortalı sayılmaya devam edecekler. Burada bir değişiklik yok. Sorun da yok.Sorun, geçmiş dönemde şirket ortağı olduğu halde kendi işyerlerinde bir biçimde SSK’lı olarak kendini bildirenlerle ilgili.Gerçekten de, eski kanunlar uygulama döneminde, işçi olarak çalıştığı işyerinde/şirkette SSK’lı olanlar, sonradan o şirkete (A.Ş., LTD. gibi) ortak olduklarında hiç ara vermeksizin Bağ-Kur’a geçmeden SSK’lılıklarını kendi işyerlerinden devam ettirebiliyorlardı. Bu uygulama ise 16-60 Ek sayılı SSK genelgesinden kaynaklanıyordu.1 Ekim 2008’de bu uygulama sona eriyor.Yani şirket ortakları, kendi işyerlerinden 4/a kapsamında başka bir söyleyişle eski SSK’lı statüsünden sigortalı bildirilemeyeceklerdir. Gerçekten de 5510 sayılı Kanunun 53. maddesi ikinci fıkrasında açıkça; "4’üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sayılanlar, kendilerine ait veya ortak oldukları işyerlerinden dolayı, 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı bildirilemezler" denilmektedir. Önce başlayan sigortalılık ilişkisi dikkate alınmayacak mı? İşçi olarak çalıştıkları işyerlerine/şirketlere sonradan ortak olanların, ilk sigortalılık ilişkisi SSK sigortası kapsamında olduğundan, 1 Ekim’den sonra da 4/a’lı olmaları gerektiğine işaret eden yorumlar da yok değil. Bizce bu yorum biraz zorlama ve 5510 sayılı Kanunun 53. maddesi birinci fıkrasındaki "genel düzenlemeye" dayandırılmaktadır.Söz konusu düzenlemede, "Sigortalının, 4’üncü maddenin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yer alan sigortalılık hallerinden birden fazlasına aynı anda tabi olmasını gerektirecek şekilde çalışması halinde; öncelikle aynı maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında, (c) bendi kapsamında çalışması yoksa ilk önce başlayan sigortalılık ilişkisi esas alınarak sigortalı sayılır" denilmektedir.Bu düzenleme aynı ayda birden fazla statüde çalışanların durumuna açıklık getirmektedir. Ve şirket ortağı olduğu işyerinden SSK’lı bildirmeye de olanak vermemektedir. Kaldı ki, yukarıda yer verdiğimiz iki fıkranın birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir.Öte yandan, ne kanunda ne de uygulama yönetmeliğinde herhangi bir geçiş hükmüne de yer verilmemiştir.Şirket ortakları ne yapabilir? Bu durumda olanların, eski SSK sigortalılıklarını (4/a) devam ettirmek istemeleri şüphesiz daha erken emekli aylığı bağlanması olanağından kaynaklanmakta. Şirket ortakları eski Bağ-Kur Kanunu uyarınca 7000 gün veya 9000 gün ile emekli olurken, sigortalılık başlangıcına göre farklılık arzetmekle birlikte diyelim; eski SSK Kanunu hükümlerine göre 5000, 5600 gibi gün sayıları üzerinden dahi emekli olunabilmektedir.Böyle olunca, hak kaybına uğramak istemeyenlerin, 1 Ekim 2008 sonrası, 4/b statüsünde kalma sürelerini iyi hesap etmeleri gerekmektedir. Emeklilik tarihlerinden geriye doğru son 7 yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili olarak 3,5 yıl 4/a (eski SSK) kapsamında sigortalı olunur ise yine eski SSK Kanunu hükümlerine göre nisbeten daha erken emekli aylığı bağlanması mümkün olabilecektir.
Hürriyetteki yazı burada sona eriyor,aslında önemli bir ek sorun daha var,o konuya değinilmemiş,yeni yasa da her şirket ortağı mutlaka bağkura emeklilik öncesi primi veya emeklilik sonrasında da sosyal güvenlik destek primi ödeyecekler deniyor,buradaki ifadeye göre bizim de katıldığımız yorumlara göre bağkura her bir şirket ortaklığı için ayrı ayrı prim ödenecek,yani bir kişi 3-4-5 şirket ortağı ise 3-4-5 bağkur ödemesi yapacak her ay.Batmaktan kurtarıyorlar ya sosyal güvenlik sistemini olacak o kadar saçmalamak.Belki düzeltilir açıklık getirilir diye bekledik ama çok meşgul oldukların dan buna sıra gelmedi,neyse daha fazla uzatıp Ramazan mübarek gün bayram arifesi kötü bir söz etmeden bitirelim.
Saygılarımızla-Ali İsmet Tekin

25 Ağustos 2008 Pazartesi

İstihdamı teşvik paketi 2008

Sayın Müşterimiz, 2008/Ağustos

Devlet istihdamı teşvik ediyor,

İstihdam; işgücü arzına karşı yaratılan talep,
Yani çalışmak isteyen işçilere daha çok iş olanağı,
Ya da şöyle ;
işçi çalıştırabilecek olan ama işçi çalıştırmanın maliyetini hesaplayınca vazgeçenlere cesaret verme çabası,

bunun için yeni uygulanmaya başlanan sistemi tanıtalım:
İşveren işçi için ssk primi ve vergi ödüyor ssk ve maliyeye,
İşverene işçinin maliyeti,
Teoride: Aldığı ücret+ ssk primi işveren hissesidir.
Pratikte ise : Aldığı ücret + (ssk işveren hissesi+ssk işçi hissesi) + muhtasar vergidir.

Devlet bu teorideki maliyetin 2.unsurunu işsizlik sigortasında biriken fondan ben karşılayayım, sen yeni işçi al çalıştır yeterki diyor.

Bu nasıl uygulanacak?
Şartları var:
İşçi: 2008 ocak haziran döneminde işsiz olacak,
Erkek ise 18-29 yaş aralığında olacak,
Kadın ise 18 yaşından büyük olacak.
İşverenin son 12 ayın ortalama işçi sayısından fazla her yukarıdaki özellikleri olan işçisi için ödeyeceği ssk priminin işveren hissesini devlet karşılayacak,
(Geçen 12 ay da her ay bildirilen işçi sayısı toplanıp 12 ye bölününce 12 ayın ortalama işçi sayısı bulunuyor)

Peki ne kadar sürecek bu?
Yanıt 5 yıl,ama 5 yıl boyunca azalacak bu katkı,
1.yıl %100
2.yıl %80
3.yıl %60
4.yıl %40
5.yıl %20 i karşılanacak ssk primi işveren hissesinin.

Bilin, eğer işçi sayınızı arttırmayı düşünüyorsanız maliyetini farklı hesaplayın,hesaplatın.

Saygılarımızla.
İsmet Tekin

28 Temmuz 2008 Pazartesi

Duyuru 50-25/07/2008

Sayın Müşterimiz,

Temmuz ayı da bitiyor.Ağustos ayında yılın ikinci 3 aylık döneminde elde edilen gelirin beyanını yapacak ve geçici verginizi size bildireceğiz.Halen bize ulaşmamış olan haziran sonu dahil banka hesaplarınızdan faiz gelir yada gideriniz var ise bir an önce bize bildirmeniz gerekir.

Bilişim,bilgisayar teknolojisi,internet adını ne koyarsak koyalım,artık bilginin çok hızla aktarımını ve yine bu çok hızla akarak bir araya toplanan çok geniş bilgi datasının çok kısa sürede denetimini sağlıyor.
Yani artık devlet, tabi bizim karşımızdaki temsilcisi maliye kendisine verilen bilgilerin doğru ya da eğri olduğunu hemen kontrol edebiliyor,her geçen gün daha da geniş alana bu çalışmasını yayacağı anlaşılıyor.

Şu an resmi gazetede yayınlanmamış ama sadece imzaları eksik olan bir tebliğ ile 500 YTL den yüksek konut kiraları ile alt sınır olmaksızın tüm işyeri kiralarının bankalar ya da ptt kanalı ile ödenmesi şartı getiriliyor.Elden ödemek yasaklanacak.Yine bununla aynı amaca hizmet edecek olan işçi ücretlerinin elden nakit ödenmesini yasaklayacak tebliğde hazırlık safhasında.

Bir yandan cumhuriyet kurulduğundan beri bir türlü artık tamam oldu denemeyen iş-vergi-sosyal güvenlik ve ticaret yasalarını habire kesip yamayarak güne uydurma çalışmaları diğer yandan da ab ye gireceğiz onlara benzememiz gerekir diye bünyemize pek de uygun olmayan değişiklikler (transfer fiyatlaması ve ilişkili kişi konuları örneğin) sürüp gidiyor.

Daha önceden daha sık yazdığımız bu tür mesajlarımızda müşterilerimiz ile ilgili olarak ileriki günlerde yapacaklarımızı sıralardık şimdi o da riskli oldu,yanlış yapma olasılığımız yüksek, çünkü bir yaptığımız işlemi bir sonraki dönem bu arada yapılan değişikliklerden dolayı farklı yapmak zorunda kalıyoruz,haydi bunda çok özenli olduk ve mesajı yazdığımız gün ve saatte geçerli olan uygulamaya göre program verdik diyelim,mesajı sizin almanız okumanız ve tekrar gözden geçirmenize kadar geçen süre içinde kesinlikle değişiklikler oluyor ve mesajımızdaki bilgi hızla bayat ve hatalı bir görüntüye bürünüyor, bu yüzden belki eskisi kadar mesaj yazmıyoruz.

Evet önümüzdeki günlerde muhasebeciniz olarak neler yapacağımız artık bir ne tahmin oldu.Aslında insanların kontrolünde olan,onların yürürlüğe koyduğu yasalar,bu yasalarla ilgili yine insanların oturup yazdığı tebliğ,genelge,yönetmeliklere göre işlem yapan muhasebecilerin hava durumu tahmincilerinden farkı kalmaması aslında akıl almaz mı demeli,ilginç mi demeli insan kararsız kalıyor! Ki hava durumu tahmincileri her geçen gün gelişen bilgisayar simülasyon teknikleri ile tahminde bulunmada kolaylıklara erişirken bizde tersi oluyor,her geçen gün tahminlerimizi zorlaştıracak gelişmeler oluyor.

İş yaşamında daralmalar sıkıntılar oldukça,ki oluyor son zamanlarda artan oranda, işyerlerinde tasarruf sağlayıcı önlemler alınıyor,giderler azaltılmaya çalışılıyor,bu önlemlerinde tabi ki en tatsızı personel sayısını azaltmak,tatsız matsız ama zorunluluk olunca bıçak kemiğe dayanınca bu da yapılıyor.
Ve görüyoruz müşterilerimizde o ana kadar abi kardeş,baba oğul gibi örnek ilişkileri olan kişilerde kılıçlar çekilince elde ne koz var ise kullanılıyor,şikayetler,noterden ihtarlar,davalar ard arda sıralanıyor.
Umarız olmaz ama olması halinde zor durumda kalmamanız için,
-işçilerinizin tümüne özlük dosyası düzenlemeniz gerekir,gerekli imzalar işçiye attırılmış olmalıdır.
-her ay bizden alacağınız işçi ücret bordronuzu ya da hesap pusulasını imzalatarak ücretini her ay
aldığını ispatlayabilmelisiniz,
-yıllık ücretli izin için bize hangi işçinizin hangi tarihler arasında izin kullandığını bildirmeniz ve izin
bordrosu alıp imzalatmanız gerekir.(Bu izin kesintisiz kullanılmış olmalıdır,parça parça istediği zaman
izin kullandı demek yetersizdir.)
-İşçi kendiliğinden gelmemeye başlasa dahi işverenin noterden usulüne uygun olarak ihtarlar çekmeden
çıkış yapması halinde ve işçi bu durumu kullanmaya azmettilmesi halinde,işveren eksikli kabul
edilmekte,tazminat ödemek durumunda kalmaktadır. Dikkatinizi çekeriz.

Saygılarımızla
Ali İsmet Tekin

29 Mayıs 2008 Perşembe

Duyuru 49-29/5/2008

Sayın Müşterimiz, 2008/Mayıs

Mesleğimizle ilgili gelişmeleri ana kaynaklar (resmi gazetede yayınlanan yasalar,genelgeler, tebliğler sirkülerler, kararlar) ve bu konularda yorum yapan dergi,bülten gibi periyodikleri izleyerek öğreniyor ve gerek duydukça sizlere de bu konularda mesajlarımızla bilgi aktarıyoruz.
Tabi birde günlük gazetelerde bu konularda makaleler yazan köşe yazarları var.Şükrü Kızılot,Ali Tezel gibi toplumda ilgi çekme kaygısı ile konuyu ilginçleştirme çabasında olup bizim gibi meslek içinde olanların pek itibar etmediği,Veysi Seviğ,Bumin Doğrusöz gibi ciddiyetlerinden en ufak ödün dahi vermeyenlerde izlediklerimiz arasındalar.Malum geçtiğimiz aylarda çoluk çocuğun alelacele sigortalanması konusunda Kızılot ve Tezel gereksiz heyecan yarattılar evlatlarının geleceği için bir şeyler yapma isteğindeki anne babaların üzerinde.
Geçenlerde Bumin Doğrusöz bir konuya değindi;
Gelişmiş uygar bir toplum olmanın en önemli şartı hukuk toplumu olmaktır dedi.Ve devam etti;
“Bunun için ülkede hukuk sistemi yerleşmiş olmalı,bunun gerçekleşmesi için hukukun sabitleşmesi gerekir,bu sabitleşme de yasaların ve bu yasaları destekleyen diğer mevzuatın hareketlilikten sıyrılıp durgunlaşması ile olur.Ama bizde bunun tam tersi oluyor,gerek ceza,gerek vergi,gerekse sosyal güvenlik yasalarımızda sürekli değişiklikler oluyor.Bu durumda yasaların uygulanması zorlaşıyor,bu zorluk yasaya güvenmeyi/dayanmayı engelliyor.Hukukun tam yerleşmesi için önce yasalar artık değişmez hale gelmeli, daha sonrada bu yasalarla ilgili ulaşılabilir dökümanlar üzerinden tartışmalar olmalı,yasaların en doğru yorumlarını yapan kitaplar yayınlanmalı.Şu an ülkemizde bu tür kitaplar yazılmıyor ve yayınlanmıyor, çünkü mevzuatın son haline göre yazılan kitap yayınlanıncaya kadar o mevzuat değişmiş oluyor.Bu önemli bir sorundur…..” Özetle değindiği konu bu idi.

Neden ben mesajıma bunu aldım?
Eski müşterilerimiz belki yadırgıyordur ve merak ediyordur,muhasebecisinden önceleri daha sık bu tür mesajlar alırken gittikçe mesaj araları uzadı,muhasebeci tembelleştimi,yaşlandımı, yoruldumu diye,bunlar değil,o kadar sık ve çok değişiklik oluyor ki,yetişmekte zorlanıyoruz.Kendimiz yeni durumu özümseyip size aktarana kadar aktaracağımız konu tekrar değişiyor.Şu anda da bir şeyler değişmiştir,hem ben bunları yazarken,hemde siz bu satırları okurken.Biraz derdimizi paylaşmış olduk sizinle böylece.

Gelelim birkaç önemli ve yeni konuya,
Sosyal güvenlik prim affı çıktı.Bağkur ve SSK ya borcu olanlar borcun ana parasını ve biriken gecikme zammı/faizini bir defada ödemeleri halinde zam/faiz in %85 i siliniyor. Önemli bir fırsat borcu olan için. Yasa 26 mayısta yayınlandı,2 ay yazılı başvurma süresi var(26/7/2008 son gün),başvuru tarihinden itibaren de 1 ay içinde ödeme yapılması gerekiyor(başvuranlar için ödemenin son günü 26/8/2008).
Peşin değil taksitle ödeme yapılacak olursa 12 taksit için indirim oranı %55, 24 taksit için ise %30.

Bu ay geçici vergi,kdv ve muhtasar beyannamelerinizin tahakkuklarını aldık ve sizlere ilettik.Ama işimiz bitmedi,Ba ve Bs formları vereceğiz.a alış,s satış anlamına geliyor,yani alışlar için B forumu Ba,satışlar için B forumu Bs. Bunlar yeni değil birkaç yıldır,yıllık olarak veriyoruz. 2007 yılında,yıl içi toplam ticari ilişkide olduğunuz firmalardan 30.000 YTL ve fazla işlem hacmi olanlar bildiriliyor.
Sizin satış yaptım dediğiniz firma kendi B forumunda sizi alış yaptıkları arasına yazıyor,sizin alış yaptım dediğinizde satış yaptıkları arasına sizi yazıyor ve teknolojinin olanakları ile bunlar hemen anında karşılaştırılıp uyumsuz bildirimler hemen yakalanıyor.Bu formları internetten gönderiyoruz,yani bilgi hemen girmesi gereken yere yerleşiyor.
Bu konuda bir yenilik var.Evet 2007 yılı için yıllık bildirimde bulunuyoruz ve son kez olacak, çünkü bu yılbaşından itibaren sistem aylığa döndürüldü,ancak uyum sağlanabilsin diye ilk 4 ay için erteleme kararı alındı.Yani şimdi biz sizin için 2007 yıllık,2008 ocak,şubat,mart ve nisan aylık olmak üzere 5 er adet Ba ve Bs forumu düzenliyoruz,her müşterimiz için 10 adet forum.Son gün 5 haziran.
Ve aylık sistemin sınırı 30.000 değil 8.000 YTL.Bu ne demektir? Bu aylık 8.000 YTL üzerinde alım satımlar artık hemen izlenen ay karşıt kontroldan geçmiş olacaktır.Yanlış bildirimin cezası 1500 YTL.
Sayfamız hemen doldu.

Saygılarımızla
Ali İsmet Tekin

25 Nisan 2008 Cuma

VERGİ LEVHASI

Vergi levhası hemen her iş yerinde gördüğümüz, üzerinde işyeri adresi ve ödediği vergiye yönelik bilgilerin yer aldığı bir belgedir.Vergi levhası ile ilgili düzenleme Vergi Usul Kanununun 5’inci maddesinin 3’üncü fıkrasında; “Gelir vergisi mükellefleri (kazancı basit usulde tespit edilenler dahil) ile sermaye şirketleri her yıl Mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren levhayı merkezlerine, şubelerine, satış mağazalarına iş sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca okunup görünecek şekilde asmak zorundadırlar…” Bu düzenlemenin gerekçesi ise; “yurttaşlar arasında ortak bir vergi ödeme şuurunun yaratılması ve vergi alınmasında kamuoyu baskı ve desteğinden yararlanılmasıdır.” Şeklinde açıklanmıştır. Bu düzenleme ile gelir vergisi mükelleflerine ve sermaye şirketlerine, vergiye matrah olan kazanç tutarları ile bu kazançları üzerinden tahakkuk eden vergileri gösterir levhayı, iş sahipleri ve mükellefler tarafından kolayca görülüp okunabilecek şekilde iş yerlerine asma zorunluluğu getirilmiştir.

Bu konuya yönelik olarak Maliye Bakanlığı, çeşitli tebliğlerde ve iç genelgelerde bu konuda açıklamalar yapmıştır.

1- Vergi Levhası Asmak Mecburiyetinde Olanlar: Mevcut düzenlemelere göre, ticari kazanç sahipleri, (basit usulde vergilendirilenler dahil) zirai kazanç sahipleri, (Gelir Vergisi Kanununun 52’nci maddesinin altıncı fıkrasında sözü edilen yazıhaneyi açmış olanlar) serbest meslek erbabı,adi şirketler,kollektif şirketler,adi komandit şirketler,anonim şirketler, limited şirketler, eshamlı komandit şirketler vergi levhası asmak mecburiyetindedirler. Adi ortaklıklar,kolektif ve adi komandit şirketler de bu zorunluluğun kapsamındadır.Ancak bunlar her bir ortak için ayrı ayrı levha düzenleyerek asmak zorundadırlar.Sermaye şirketleri gayri faal/tasfiye halinde olsalar dahi vergi levhası tasdik ettirmek ve asmak zorundadırlar.

2- Vergi Levhası Asmak Mecburiyetinde Olmayanlar: Yukarıda sayılanların dışında kalan; kooperatifler, iktisadi kamu kuruluşları, dernek ve vakıflara ait iktisadi işletmeler, yabancı kurum şubeleri ve irtibat büroları, mükelleflerin bir iş yeri açmaksızın gezici olarak veya pazar takibi suretiyle faaliyet gösterdikleri yerler, işletme aktifine kayıtlı ücret karşılığı yük veya yolcu taşımacılığı yapmayan taşıt araçları, sadece üretim faaliyetlerinin yapıldığı fabrikalar, imalathane ve atölyeler gibi mekanlar, Kendi nam ve hesabına bir işyeri açmaksızın mutad meslek olarak Gelir Vergisi Kanununun 18’inci maddesinde belirtilen faaliyetlerde bulunanlar, irtibat bürosu olarak kullanılan yerler, müşterilerine ait fabrikalarda veya iş yerlerinde bulunan ve onların çalışanlarına yemek üretilerek servis yapılan mutfak ve yemekhanelere, vergi levhası asma zorunluluğu bulunmamaktadır.

3- Vergi Levhasının Asılacağı Yerler: Vergi levhası asmak mecburiyetinde olan mükellefler bu levhaları iş yerlerinin; merkezlerine, şubelerine, satış mağazalarına, çiftçiler doğrudan doğruya zirai faaliyetleri ile ilgili alım satım işlerini yapmak için açtıkları yazıhanelerine, taşıt işletmelerinde taşıtların her birine, iş sahipleri ile müşteriler tarafından kolayca okunup görülebilecek şekilde asacaklardır. Mükelleflerin iş merkezleri dışında muhtelif şube, satış mağazası, showromları, kat ve reyonların bulunması halinde, her biri için vergi levhası asılması zorunlu olmakla birlikte merkez için tasdik ettirilen levhanın baskı suretiyle matbaada çoğaltılan örneklerinin kullanılması da mümkündür.Vergi levhası asmak mecburiyetinde olan mükellefler yukarıda sayılan gelir unsurları dolayısıyla verdikleri beyannamelerinde, başkaca gelir unsurları da bulunabilir. Ancak bu durumda olanlar, sadece ilan zorunluluğu olan gelirlerine ilişkin bir ayıklama yapmaksızın, beyan olunan toplam gelire göre levhalarını düzenlemek zorundadırlar.

4- Vergi Levhası Tasdik Zamanı: Yeni işe başlayan mükellefler, mükellefiyetlerinin tesis edildiği tarihten itibaren bir ay içinde vergi levhası tasdik ettirmek ve asmak zorundadırlar. İşe devam eden mükelleflerin ise her yıl Mayıs ayı içerisinde geçmiş yılla ilgili olarak vergi levhasını tanzim ve tasdik ettirmeleri gerekmektedir.Özel hesap dönemine tabi mükelleflerin ise vergi levhalarını, gelir veya kurumlar vergisi beyannamesini verme süresini izleyen ayın sonuna kadar, iş nevi, iş yeri adresi veya bağlı olduğu vergi dairesinin değişmesi halinde bu değişiklik, değişikliğin meydana geldiği tarihten itibaren bir ay içinde tasdik ettirmeleri gerekmektedir.Genellikle yeni işe başlamalarda; mükellefiyet tesisi ve işe başlama bir aylık süre içerisinde olmaktadır. Bazen bu zaman aralığının bir aydan fazla olduğu da olmaktadır. Bu durumlar da vergi levhasının tasdik ettirme ve asılması zorunluluğu; İşe başlanıldığı tarih değil, mükellefiyet tesisi tarihinden itibaren bir ay içerisin de tasdik ettirilerek asılması gerekmektedir.

5- Vergi Levhasını Tasdike Yetkililer ve Bildirim: Vergi levhaları, gelir veya kurumlar vergisi bakımından bağlı bulunulan vergi dairesine tasdik ettirilerek kullanılmaktadır. Ancak vergi levhası tasdik işlemlerinin her yıl Mayıs ayının son günlerinde vergi dairelerinin iş yükünü artırdığı mükellefler açısından da gereksiz zaman kaybına yol açtığı gerekçesi ile bu tasdik yetkisi, 272 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile, 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış meslek mensuplarına (Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlere) da verilmiş bulunmaktadır. Vergi levhası asmak mecburiyetinde olan mükellefler, bu kapsamda; SM., SMMM.’lerin Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 24/a maddesi uyarınca defterlerini tutmak üzere sözleşme düzenledikleri SM veya SMMM’lere, 3568 sayılı Kanuna göre yetki almış işletmelerinde bağımlı olarak çalışan SM. veya SMMM.’lere, Vergi Beyannamelerinin SM. ve SMMM.’lerce İmzalanması Hakkında 4 sıra no.lu Genel Tebliğ uyarınca beyannamelerini imzalattıkları meslek mensuplarına, 18 sıra no.lu SM., SMMM. ve YMM.’lik Kanunu Genel Tebliği uyarınca beyannamelerini tasdik eden yeminli mali müşavirlere de tasdik ettirebileceklerdir. Yukarıda sayılan meslek mensupları, yıl içinde yeni işe başlayan mükelleflerin vergi levhalarını mükellefiyetin tesis edildiği tarihten itibaren bir ay içinde tasdik edebilecekler ve vergi levhası tasdik edilirken mutlaka vergi dairesince verilmiş vergi kimlik (sicil) numarasını arayacaklardır. Bu şekilde vergi levhasının tasdik işlemi yapılan mükelleflere ilişkin bildirimi ise tasdik süresinin (mükellefiyete başlama tarihinden itibaren bir ay) bitim tarihinden itibaren 25 gün içinde yapılacaktır. Meslek mensupları, sözleşme düzenledikleri mükelleflerin ve kendilerinin vergi levhalarını tasdik edebileceklerdir. Her yıl Mayıs ayı sonuna kadar vergi levhasını tasdik ettikleri kişilerin ad ve soyadları (tüzel kişilerde unvanları) ile vergi kimlik numaralarına ilişkin bilgileri içeren listeleri, Haziran ayının 25’ine kadar kendilerinin bağlı olduğu vergi dairelerine bir yazı ile bildirmek zorundadırlar. Vergi Daireleri de bu listede yer alan mükelleflerin bağlı oldukları vergi dairelerine bu durumu bildirmeleri gerekmektedir.

6- Vergi Levhasında Ceza Uygulaması: Vergi levhası asma ve bulundurma zorunluluğuna uymayan mükelleflere Vergi Usul Kanununun 353’üncü maddesinin 4 numaralı bendine göre özel usulsüzlük cezası kesilmektedir. (2008 yılı için 149.- YTL’dir) Levhasını tasdik ettikleri mükellefleri vergi dairesine zamanında bildirmeyen veya eksik bildiren meslek mensuplarına ise aynı Kanunun mükerrer 355’inci maddesinin birinci fıkrasının 1 numaralı bendi uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilmektedir. (2008 yılı için 1.490.- YTL’dir) Ceza kesebilmek için meslek mensubuna ayrıca yazılı bildirim yapılmasına gerek bulunmamaktadır. Gerçeğe aykırı olarak vergi levhası tasdik ettiği tespit edilen meslek mensupları ise 3568 sayılı Kanuna göre gerekli disiplin ve cezai kovuşturma yapılmak üzere bağlı oldukları mesleki teşekküllere bildirilmektedir.
SONUÇ
Vergi levhası asmak mecburiyeti, toplumu oluşturan bireylerin yaptıkları iş karşılığında ne kadar vergi ödediklerinin yine toplumun diğer bireyleri tarafından kanuni ölçüler içerisinde bilinebilmesi ve bu yolla kamuoyu denetimi ve baskısı oluşturulabilmenin bir aracı olarak ihtiyaçtan doğmuş ve halen kullanılmaya devam edilmektedir. Bakanlık, vergi dairelerinin iş yükünü artırdığı gerekçesi ile vergi levhası tasdik işlemlerinin meslek mensuplarınca da yapılmasını uygun görmüştür. Fakat mevcut uygulamada meslek mensubu tasdik ettiği kişilere ait levha bilgilerini bağlı olduğu vergi dairesine bildirmekte, bağlı bulunduğu vergi dairesi de bu listedeki kişilerin vergi dairelerine yazı ile bildirmekte o vergi daireleri de bu bilgileri sisteme kaydetmektedir. Bu işleyiş vergi dairelerinin iş yükünü azaltmadığı gibi aksine daha da artırmaktadır. Bu uygulamadan vazgeçilerek, meslek mensubunun tasdik ettiği kişilere ait levha bilgilerini elektronik ortamda bu kişilerin vergi dairelerine bildirmesinin sağlanmasının daha faydalı olacağı kanaatindeyim.

KAYNAKÇA : 1- Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğleri (142, 143, 146, 177, 272) 2- Vergi Usul İç Genelgesi (1999/3 ), Uygulama İç Genelgesi (2002/6) 3- Gel. Gen. Müd. Özelgeleri (11.6.1997/24212, 16,12,1997/54447, 23.02. 2000/8551, 17.10.2000/47121,)

(maliforumdan alıntıdır.)

8 Nisan 2008 Salı

Çoluk Çocuğa SSK.

Çoluk Çocuk Acele SSK’ya kaydettirilmeli mi?

Meclis'te görüşmeleri süren Sosyal Güvenlik Reformu, emeklilik yaşını kademeli olarak 65'e yükseltiyor. Düzenlemenin yürürlük tarihi 1 Ağustos 2008.Yürürlük tarihi bu ama asıl tartışma konusu olan 65 yaş 2048 de devreye girmiş olacak,yani 40 yıl içinde emeklilik yaşı kademeli olarak 65 e yükselecek.Reform hayata geçmeden önce sigortalı olanlar üç önemli avantaj elde edecek;
erken emeklilik,
yüksek maaş ve
emeklilik sonrası çalışma fırsatı.

Haber özeti bu.Tabi bununla kalınmıyor,bir yandan mecliste tartışmalar sürer,dışarıda sendikalar diğer mesleki kuruluşlar bazen hep birlikte,bazen biraz parçalanmış olarak direniş eylemleri yaparken,popülist medya yazarları da boş durmuyor,yazıyorlar.En önde gelenleri de,en tanınmışları olan Şükrü Kızılot.
Kızılot ve benzerleri yazdılar,bizim müşterilerimiz ve yakınları da okudular ve toplu bir eylem başladı.

Bir arkadaşım,şu millete firesiz toplu eylem yaptıran tek konu belediye otobüsünde kazara cep telefonu çalması diyordu,şimdi çoluk çocuğu aynı anda işe alıp çalıştırma eylemi başladı buna ek olarak.
İlk,orta,lise,yüksek okulda okuyan/okumayan erkek/kız tüm çocuklar 2008 mart/nisandan itibaren sigortalıdır artık.Hepsi bu dönemde iş buldular işe alındılar.Ama çalışmaları pek fazla sürmeyecek gibi,kimi 3-5 gün kimi 1-2 hafta sonra işten çıkarılıyorlar.

Evet işin resmi görüntüsü bu,peki gerçek durum ne?
Analar balar sorumlulukları icabı çocuklarına emeklilik süresinde 5 yıl iskonto,emekli aylığında bir miktar fazlalık ve emekli olduktan sonra hem emekli aylığı alma hemde çalışabilme hakkı sağlamak için çocuklarını kendilerine yada yakınlarına ait işyerlerinde sigortalı göstermeye çalışıyorlar.

Bana sorduklarında verdiğim yanıt şöyle:
Bu yapacağınız işlem 40 yıl sonrasına bir yatırımdır.Siz 40 yıl içinde ülkemizde,dünya da neler olup bitecek tahmin edebiliyormusunuz? 4 yıl sonrasını? 4 ay sonrasını?
Şimdi anlatacaklarım sizi vazgeçirecek hatırlatmalar ama ben bunlara rağmen yaptırın diyeceğim çünkü bunu bir kez aklınıza takmışsınız,içinizde kalacak sürekli keşke yapsamıydım diyeceksiniz, o nedenle yaptırın,çünkü önemli bir bedeli de yok.
1-Daha böyle bir yasa çıkmadı,çıkması için ve çıkmaması için karşılıklı mücadele var.
2-Çıktığını kabul edelim geçecek süre içinde sizin bakış açınızdan daha kimbilir kaç adet olumlu yada olumsuz bu konuda yasa çıkacak ve neler değişecek.
3-SSK yı batıran Demirel kaynaklı oy avcılığı yasaları idi,genç yaşta emekli olanlar ve SSK nın kaynaklarının olumsuz,alakasız ve verimsiz alanlara kaydırılması idi.Şimdi SSK nın böyle bir girişime sessiz kalacağını düşünmek zor.Ancak şimdilik yorum yapmıyorlar.Topluca bir para yatacak kasalarına ne için 40 sonrası işin,Allah bereket versin diyorlardır sadece.
4-Ayrıca kurum bütçeyi doğrultmak için olur olmaz,akıl almaz cezalar yazıyor,kabahati sadece işyeri açıp istihdam yaratmak olan işverenlere,ki bunu da bir fırsat bilerek bu çoluk çocuğu çalıştırdım diyen işverene bir süre sonra sen beni aldatmaya çalıştın diye ceza yazabilir,kurumun cezaları asgari ücretin katları şeklinde uygulanıyor.

Netice: Ülkemizde sosyal güvenlik/emeklilik konusu hala gemisini kurtaran kaptan şeklinde.yani ne ssk ne bağ-kur ,ne de emekli sandığına bel bağlayıp onların vereceği aylıkla düzgün bir yaşam sürme şansı pek yok yaşlılıkta,çalışırken kendin alacaksın önlemini,bu emekli aylığına ekleme yaparak toplam gelirini daha iyi seviyeye çıkarmayı şimdiden kendin planlayacaksın.
Ve tabi bunu aynen çocuklarına da öğreteceksin.

7 Nisan 2008 Pazartesi

SM-SMMM-YMM

SM
SMMM
YMM

3 grup var bizim meslekte.
SM ler lisans diploması olmayan,ya yasa çıktığında zaten çalışmakta olduğundan bu ünvanı alan, ya da ticaret lisesi veya 2 yıllık yüksek okuldan mezun olup sınavla bu ünvanı alanlar,bunlar defter tutuyor,beyanname veriyor ancak SMMM deki YMM ye göre kısıtlı inceleme ve onaylama yetkileri yok.
Bence bir şekilde bu 3 ü 2 ye indirmek zaten gerekli.
Yolu da sınav tabi ama sınav nasıl yapılacak zor yaparlarsa çakar bu senelerdir sadece defter işleyip kulaktan dolma bilgilerle idare edenler.Önemli olan şu andan sonra sm ruhsatı verilmeyerek emekli olup büro kapatan yada ölenlerle sm kalmaması ,
avukatlık yasası çıktığında da böyle çırak kalfa yolu ile bu işi yapanlar varmış,dava vekili denmiş onlara hak tanınmış son dava vekili de işten bir şekilde çekilince yok olmuşlar.
O yasada bir yenilik ymm nin isterse smmm olarak çalışabilmesi.
Bu yasaktı,bence mantıksız bir yasaktı.
Yine en çok bizim camiada yankı yapan yenilik odalar birliği başkanının en az 5 yıl ymm olarak fiilen çalışması şartı ve 2 dönemden fazla başkanlık yapamama sınırı.Chp başkan vekili Mustafa Özyürek bizim bir önceki birlik başkanımızdı adam devlet memuru ayrılıyor ymm ruhsatını otomatik alıyor,sonra hiç ymm bürosu açıp serbest çalışmadan siyasi ilişkilerle birlik başkanı oluyor,şimdi bu 5 yıl şartına en çok bunlar bozuluyor,onlara göre haksızlık,hak kısıtlaması imiş.
Şimdikilerin çoğu 1990 dan beri başkan.
Yani artık ne smmm ne ymm onlar artık başkan.
Ve seçimdelerdede şu an uygulanmayan nispi temsil getiriliyor,şimdiki yöneticilere göre buda çok büyük haksızlıkmış.
şu anki uygulamada 1000 oy kullanıldı mesela,501 bir taraf aldı 499 diğeri tüm delegeler yönetim denetim vs hepsi 501 oy alanın oluyor.
Nispi temsilde oransal paylaşım olacak,buna itiraz ediyorlar,
kimler,
chp liler,
kendi partilerinde de demokrasi anlayışları böyle,
bu tür yerlerde de aynısını savunuyorlar,
sonra akp gibi yobaz kökenli parti daha demokrat görünüp öne,bunlar iyice yavaş-bitik olduklarından, daha çok öne fırlamış görünüyor.
Memleketin kaderi.

27 Şubat 2008 Çarşamba

Duyuru 48- 27/02/2008

Sayın Müşterimiz, 2008/Şubat


Birkaç gün sonra mart ayına gireceğiz.
Bir kış daha geçmiş olacak.Geçen yıldan boş barajlar dolmadan kış bitti diye yaza endişe ile bakacağız, ilkbaharda yağar diye umut edeceğiz.

Neyse konumuz bu değil tabi,
Mart ayı gerçek kişilerin (gerçek olmayan kişiler anonim şirketler, limited şirketler ve kooperatiflerdir) bir önceki yıl elde ettikleri gelirlerini beyan ettikleri aydır.

Defter tutan gerçek kişiler defterlerinde hesaplanan gelirlerine diğer gelirlerini eklerler (kira,ücret,kar payı faiz,zirai gelir gibi) ve beyan ederler.Bu mükellefler aslında işyerlerinden elde ettikleri gelir için yıl içinde verilen geçici vergi beyannameleri ile %15 oranında gelir vergisini peşin peşin ödediler,geçici vergi adı altında ödendi bu %15 oranındaki vergi.Eğer beyan edilecek gelir 7000 YTL ye kadar ise başka vergi ödenmeyecek,daha üstü için ek gelir tahakkuk edecek.

Defter tutmayanlar,eğer bu ek gelirlerden geçen yıl elde ettikleri var ve beyan sınırlarını aşıyor ise bu gelirleri,bu ay beyan ederler.

Eskiden var olan aile reisi beyanı yok artık,her vatandaş eğer varsa beyan etmesi gereken bir gelir, kendisi beyan ediyor.

Bilgisayar her geçen süre ile daha çok işe yarar hale geliyor,karşılaştırmalar yapılabiliyor,
artık eskiden söylenebilen,nereden bulacaklar/boşver demek zor.Çok kolaylıkla bulunabiliyor. Bu yüzden mutlaka var ise bu geliriniz,aile fertlerinizden birinin geliri,ya da yakınlarınızın bu tür gelirleri ve tereddütte iseniz beyanname vermek gereklimi değilmi diye,hemen vakit geçirmeden bize bilgi verin ki size yanıt verebilelim.Hemen diyoruz çünkü,25 mart beyanın son günüdür,
bu diğer gelirlerin istisna-muafiyet ve beyan sınırları yıllardır üzerinde oynana oynana o derece karışmıştır ki,bize de zaman tanımanız gerekir,doğru yanıtı vermek için çalışmamız gerekir.

Eğer beyan ediliyor ise bu ay geliriniz tahakkuk eden vergi, bu ayın ve temmuz ayının sonuna kadar 2 taksitte ödenebilir,tabi 2 ye bölmeye değmeyecek olanlar mart ayında tamamen ödenip bu konu unutulabilir.

Mart ayı ve gelir vergisi beyanı ilk konumuz idi,
Bugün yayınlanan 2008 yılının kısmi af kanunu var birde gündemimizde,
Sizin beyan edip de ödeyemediğiniz değil,
Vergi idaresinin size vergi ve ceza ihbarnamesi göndererek vergicilik diline göre,
ikmalen ,resen yada idarece tarh ettiği ve ödenmemiş olan verginiz var ise bunu mart ayı sonuna kadar uzlaşma isteyerek, uzlaşma sonrası kesinleşen tutarı aylık binde 2 faizle 18 taksit ile ödeyebileceksiniz.
Kısaca budur bu af dedikleri.Sorusu olan bize iletirse kapsama giriyor mu,girmiyor mu bakarız.
Evet başvuru için son gün 31 mart.

Saygılarımızla.

Ali İsmet Tekin

20 Şubat 2008 Çarşamba

Duyuru 47- 21/02/2008

"Aşağıdaki taşıtlarla yapılan taşımalar bu Yönetmeliğin kapsamı dışındadır. a) Özel otomobillerle ve bunların römorklarıyla yapılan taşımalar. d) Gerçek kişiler adına hususi olarak kayıt ve tescil edilmiş kamyonet cinsi taşıtlarla yapılan ve hem taşımanın hem de taşınan eşyanın ticari olmadığı taşımalar."………….
………………………...

"a) Ticari amaçla; il sınırları dahilinde yapılan eşya taşımaları ile belediye sınırları ile mücavir alanı içinde yapılan şehir içi eşya taşımalarında kullanılan ve toplam yüklü ağırlığı 3,5 tonu geçmeyen taşıtlarla yapılan taşımalar için 31/7/2009 tarihine kadar yetki belgesi alma şartı aranmaz. Bu durumda olanlar için söz konusu tarihe kadar yetki belgesi ücretinde % 94 oranında indirim uygulanır. Ticari amaçla olmamak ve sadece kendi esas iştigal konusu ile ilgili olmak kaydıyla; eşya taşımalarında kullanılan ve toplam yüklü ağırlığı 3,5 tonu geçmeyen taşıtlarla yapılan eşya taşımaları için 31/7/2009 tarihine kadar yetki belgesi alma şartı aranmaz. Bu durumda olanlar için söz konusu tarihe kadar yetki belgesi ücretinde % 94 oranında indirim uygulanır. Bu şekilde yetki belgesi alanların/alacak olanların, yetki belgesi eki taşıt belgesine toplam yüklü ağırlığı 3,5 tondan fazla olan taşıt/taşıtlar kaydedilmez. Ancak yetki belgesi alındıktan sonra yetki belgesi eki taşıt belgesine toplam yüklü ağırlığı 3,5 tondan fazla olan taşıtın/taşıtların kaydedilebilmesi için ödenen indirimli yetki belgesi ücreti ile yetki belgesinin indirimsiz ücreti arasındaki farkın ödenmesi ve bu Yönetmeliğin, 12 ile 13 üncü maddelerindeki şartların sağlanması şarttır." "m) Bu Yönetmeliğin Geçici 2 nci maddesine göre, ilk defa yetki belgesi alanlardan; K türü dışındaki yetki belgesi sahipleri 31/12/2008 tarihine kadar, K türü yetki belgesi sahipleri ise 31/7/2009 tarihine kadar durumlarını bu Yönetmeliğe uygun hale getirmek zorundadırlar."

Sayın Müşterimiz,
Yukarıdaki alıntı son günlerin sorunu K2 belgeleri hakkında.
Bugün resmi gazetede yayınlanan bu yönetmelik değişikliği ile,
Özel oto ve römorku,gerçek kişi adına hususi olarak kayıtlı kamyonet kapsam dışıdır deniyor ve
uygulamanın K belgeleri için 31/7/2009 a kadar ertelendiği,bu tarihe kadar sadece il sınırı dahilinde taşıma yapanlara %94 indirim yapılacağı açıklanıyor.

Son günlerde çok soru alıyorduk,
Aslında bizim çalışma alanımız dışında ama yardımcı olmaktan da memnunuz,

Saygılarımızla.

Ali İsmet Tekin-21/2/2008

19 Şubat 2008 Salı

2008

2008 İle Gelen Mali Sistem Değişiklikleri
Yeni yılla birlikte iş hayatını etkileyecek değişiklikler oldu,duyurular yapıldı,medya da bu konuda bilgi geçişleri var.

Başlıklarla,
· Asgari geçim indirimi,
· Fiili envanter denetimi,
· Kdv oranlarında değişiklik,
· Doktorların kredi kartı ile tahsilatı,

Asgari geçim indirimi

Bundan 20-25 yıl önceye kadar uygulanan,daha sonra kaldırılan bir sistem. İşçinin medeni durumu ve çocuk sayısına göre brüt ücretinden kesilen verginin azaltılması ile bir sosyal denge sağlamaya çalışmak diye tanımlanabilir. Asgari ücretli bekar işçi için bu aylık 42,19 YTL evli ve eşi çalışmayan 3 çocuklu işçi için 67,50 YTL daha az vergi ödemek demek oluyor bu. Ancak ülkemizde işçi ve işveren arasındaki iş sözleşmeleri genellikle net ücret üzerinden yapıldığından bu ek gelir konusunda tartışmalar çıkabiliyor. Sistemde vergi ödeyen teorik olarak işçi ama uygulamada ödeme yükü işverene verilmiş, ve iş sözleşmesinde net ücrette anlaşma sağlanmış ise vergideki indirim işçiye nasıl geçecek?

Buna da çözüm olarak bu eski sistemi yeniden getirenler, hesaplana farkın işçiye ödenmesi şartıyla ödenecek muhtasar vergiden indirime izin veriliyor. Evet ya ek bordro ile ödeme yapılacak ya da bordroda bu indirim dikkate alınarak daha yüksek bir net ücret hesaplanacak, ödenecek ve işçiye imzalatılacak.

İndirim hesaplamada medeni durum ve çocuk sayısı önemli. Eşin çalışıp çalışmadığı da önemli.

Bu bilgilerin doğruluğunu araştırmak işverenin görevi, çünkü daha sonra haksızlığı anlaşılan indirim nedeniyle belirlenen vergi farkı, gecikme zammı ve uygulanacak vergi cezası ile işverenden alınacak, işveren kendisini yanıltan işçiye bunu rücu edebilir, tabi bulursa ve alabilirse. Bu nedenle işçiden vukuatlı aile nufus kaydı istemekte yarar var.

Fiili Envanter Sayımı

Maliye gelirlerini arttırmak ister (kim istemezki!). Bu amaçla her yıl sonunda çeşitli uygulamalar geliştirir, o dönemin maliye bakanı ya da gelirler genel müdürlüğünün yaratıcılığına göre çeşitlenir bunlar. Bazen en az 5000 YTL vergi matrahı isterler, azı yada zarar beyanı için sopa gösterirler, bazen asgari ücretin 12 katından az olmaz derler. Bu yılın trendi ise “Fiili Envanter Sayımı”. Yani işyerindeki malların maliye tarafından sayımı ile stok tespiti ve kayıtlarla karşılaştırılması. Ne gibi bir fayda sağlar böyle bir işlem?

Bir değil en azından iki fayda sağlar vergi tahsilatı için;
· Sürekli stoklarında artışa bağlı olarak ödenecek kdv çıkmayan ve hep devletten kdv alacaklı olup devreden kdv beyan edenlere bir ihtardır,bu durum doğal olarak karşılaşılan bir durum değil de kdv ödememek için başvurulan suni bir durum ise böylece tespit edilecektir,

· Gelir beyanında en kolay geliri aşağıya çekme yöntemi olan dönem sonunda stok değerini az göstermek yoluna gidişi bu yolla engellemek.
·
Nasıl oldu bu fiili sayım? Öncelikle maliye 2007 nin ilk sekiz ayında az yada hiç kdv ödemeyen mükellefleri ayırdı, bunlar riskli mükellefler. Aslında bu ayrımda biraz insafsızda davranmış, bırakın kdv ödemeyi işi gereği örneğin ihracattan dolayı kdv iadesi hakkı doğanları dahi bu listeye almış.Neyse bu mükelleflere birer yazı gönderdi “9-31 ocak tarihleri arasında her an kapınızı çalabilir ve fiili envanter yapabilirim, işyerinizde bu tarihler arasında defter ve faturalar hazır olsun.” Aslında bu yazıda sadece gelir arttırmaya yönelik panik havası yaratma amaçlıydı ve mali sisteme uygun olmayan bir içeriği vardı.

O kadar geniş bir süreyi gösterip her an belgeler hazır tetikte bekletmek diye bir durum söz konusu olamaz.

Uygulama şöyle oldu: 2007 nin ilk 8 ayında az kdv ödeyen ya da hiç ödemeyerek riskli sayılan işyerlerinden iş kolu itibarı ile fiili envanter yapılması kolay olanlara gidildi.(eczanelere değil,mobilyacılara mesela) gittikleri gün işyerinde var olan malı tespit ettiler. 31/12/2007 envanter listesi ile 31/12/2007 ile sayım günü arasındaki sürede alınan ve satılan mallara ait faturaları istediler, 31/12/2007 envanteri üzerinden bu faturalarla giriş ve çıkışlar yapıldığında sayım listesinin aynısına ulaşıldığı ise sorun yok,+ ya da - farklılıklar sorun var anlamında idi, sattın ama fatura kesmedin,aldın ama fatura almadın şeklinde eleştiriler, sattın ama fatura kesmedin yani kağıt üstündeki listeye göre fiili envanter listesi eksik ise aradaki fark kadar fatura kestirip beyan ettirmekle yetindiler. Tersi durum bu kadar kolay değil.

Kdv Oranlarında Değişiklik

Yıl sonunda aniden değişen kdv oranları var,pamukta ve toptan ette kdv yüzde 1 den yüzde 8 e çıktı. Perakende ette zaten 8 uygulanmakta olduğundan tüketici için değişen bir şey yok et tüketenler açısından. Ancak pamukta kdv nin 8 kat artması ilk anda bir panik yarattı, daha sonra yayınlanan tebliğ de bu işlemin aynı zamanda ½ oranında kdv tevkifatına da tabi olacağı açıklanınca kısmen rahatladı pamuk ihracatçıları.

Daha yaygın bir etkisi olacak olan kdv değişimi ise turizm sektöründe oldu.Bu sektör tabi sadece otel motel tatil köylerinden ibaret değil, restoran, kafe, lokanta, kahvehane, kıraathanelerde bu sektörün içinde.

Bunlardaki işlemler içki servisi hariç %18 den %8 e indi. İçki bunlardan hangisinde olursa olsun faturada ayrıca gösterilecek ve kdv si ayrı hesaplanacak.

Bu konuda bir yanlış yaklaşıma dikkat çekeyim, kdv %18 den %8 e indi bu durumda bunların fiyatları da %10 düşmek zorunda değil. Bu o hizmetin satıcısına kalmış bir şey. Fiyatında indirim yapıp yapmamaya o karar verecektir.

Bir diğer kdv oranı değişimi finansal kiralama konusunda oldu. 2007 sonuna kadarki uygulama da kiralamaya konu olan yatırım malının kdv oranı ne olursa olsun,onu leasing yolu ile alıyorsanız aylık ödemelerinize eklenen kdv nin oranı %1 idi. 2008 den itibaren ise bu %1 yok oldu, artık o malın kdv oranı ne ise bu işleme ait ödemeler için düzenlenen belgelerde de o kdv oranı geçerli olacak. Böylece finansal kiralamacılara ağır bir darbe vuruldu diyebiliriz. Ancak amaç dışı kullanımın yaygınlığı bunu gerekli hale getirmişti. Artık finansal kiralama mı yoksa kredi kullanmak mı sorusuna yanıt vermek daha kolay. Finansal kiralama da kiralama süresi sonuna kadar finansal kiralamaya konu olan değer finansal kiralama şirketinin aktifinde kayıtlı olduğundan bu yolla alımlarda alıcının bir teminat gösterme sıkıntısı olmuyor, eğer kredi kullanılacak olur ise teminat gerekiyor tabi.

Doktorların Kredi Kartı ile Tahsilatı

Bizde Tıp Fakültesi yok. (Hala yok, gerçekten niye yok,olsa şu memlekete düzgün doktor nasıl olur gösteririz ama nedense ihmal edilmiş, ediliyor) Evet aramızda doktor yok ancak doktor müşterisi çoktur.

O yüzden bu değişimi de ekleyeyim; 2008 haziran ayına kadar kredi katı ile tahsilat yapan doktor ve diş hekimlerinin kredi kartı slipleri yazar kasa fişi özelliği kazanacak.ancak burada da bir yanlış anlama olasılığı var,doktor “ben sadece nakit çalışıyorum” diyebilir, kimse onu kredi kartı kabul etmeye zorlayamaz.

Şimdilik bu kadarla bırakalım, gerçi yetkili müesseselerin kıymetli maden alım satımlarında belge düzeni, fason tekstilde kdv tevkifatı dönüşü,engellilere motorsuz araç tesliminde kdv nin tamamen kalkması gibi daha dar alanı ilgilendiren değişikler var ama hem çok tekniğe kaçmak hemde lafı uzatmak olacak.

Soru sormak isteyen 232-4251200 den arayıp sorabilir bu yukarıda yazdıklarım (ya da yazmadıklarım) hakkında.

7 Şubat 2008 Perşembe

Duyuru 46- 07/02/2008

Bu çalışma şu an sonuçlandırılmış değil,Maliye Bakanlığınca başbakanlığa gönderildi ancak daha imzalanıp yayınlanmadı,ön muhasebe birimi olan müşterilerimize başka kaynaklardan duymadan bilgilenmiş olmaları için gönderiyoruz:

2007 Yılına İlişkin Ba Bs Bildirimi: 2007 yılında bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin bir yıl içinde KDV hariç, ÖTV dahil bir kişiden ya da bir kurumdan aldıkları ya da sattıkları mal ve hizmetlerin toplamı 30.000 YTL'yi aşıyorsa; bu alışlarını " Ba" formuyla, satışlarını ise "Bs" formuyla bildirme yükümlülüğü getirilmişti.Aynı tebliğde beyannamelerini elektronik ortamda veren mükelleflerin zorunlu olarak bu formları da elektronik ortamda bildirecekleri belirtilmiştir.2007 yılına ilişkin bildirimler, 2008 yılı şubat ayının sonuna kadar bildirilecektir.2008 Yılına İlişkin Ba Bs Bildirimi: Yıllık olarak verilmekte olan "Ba" ve "Bs" formları 2008 yılından itibaren aylık olarak verilme zorunluluğu getirilmiş bulunmaktadır. 1. Bilanço esasına göre defter tutan mükelleflerin Ba ve Bs formlarını doldurup 2008 yılında aylık olarak bildirme zorunluluğu bulunmaktadır.2. Beyannamelerini elektronik ortamda bildiren mükellefler bu formları da elektronik ortamda bildireceklerdir.3. 2008 yılında bir kişi ya da kurumdan KDV hariç, ÖTV dahil 8.000 YTL'yi geçen mal ve hizmet alışları form "Ba", satışları "Bs"nin II. bölümünü doldurulmak suretiyle, bu tutarın altında kalanlarında formun III. Bölümünde diğer mal ve hizmet alımları toplamı olarak tek satırda belirtmek suretiyle bildirimde bulunulacaktır.4. 2008 yılının herhangi bir ayında alış ve satışlarının tamamı 8.000 YTL'nin altında kalmış olsa bile yine "Ba" ve "Bs" formunun III. Bölümü diğer mal ve hizmet alımları satırı doldurulmak suretiyle bildirimde bulunulacaktır.5. Her ayın bildirimi, takip eden ayın 5'inden daha ertesi ayın 5'ine kadar bildirilmesi gerekmektedir. Örneğin 2008/nisan ayına ilişkin Ba ve Bs formları, 5 mayıs -5 haziran arasında bildirilecektir.Uygulamanın yeni olması nedeniyle ve 2008 yılına mahsus olmak üzere Ocak, Şubat, Mart dönemlerine ilişkin olarak ayrı ayrı düzenlenen Ba ve Bs bildirim formları, 2008 yılı Nisan ayının 5 inci gününden itibaren Haziran ayının 5 inci günü akşamına kadar verilebilecektir. 2008 Nisan ayı ve müteakip aylarda ise düzenli olarak takip eden ayın 5'inden ertesi ayın 5'ine kadar bir aylık sürede bildirilecektir.Özellik Arzeden Hususlar: 1- Bildirimlerin elektronik ortamda verilmesinde, bildirimlerin verilmiş sayılabilmesi için onaylama işleminin yapılması şarttır. Onaylama işlemi en geç, bildirimlerin verilmesi gereken son gün saat 24:00'ten önce tamamlanmalıdır.2- Bildirim formlarını elektronik ortamda vermek zorunda olan mükellefler, kesinlikle kağıt ortamında bir daha bildirim formu vermeyeceklerdir. Vergi daireleri kağıt ortamında verilen (elden veya posta ile) bildirim formlarını hiçbir şekilde kabul etmeyecektir.3- Bildirimlerin verileceği tarihten önce bağlı oldukları vergi dairesi değişen mükellefler bildirim formlarını, halen bağlı oldukları vergi dairesinin mükellefi olarak göndereceklerdir.4- Bildirimler Yeni Türk Lirası (YTL) olarak doldurulacak ve 1 YTL altında kalan tutarlar dikkate alınmayacaktır. Diğer bir ifade ile, kuruş bilgileri ihmal edilecek ve bildirimlerde kesinlikle gösterilmeyecektir. 5- Bildirim formlarına belirlenen haddi aşan ithalat ve ihracat işlemleri de yazılacaktır. Ba bildirim formunun doldurulmasında, Türkiye'de mükellef olmayanlardan yapılan alımlar için satıcının vergi kimlik numarası "1111111111" olarak kodlanacaktır. Bs bildirim formunun doldurulmasında ise, Türkiye'de mükellef olmayanlara yapılan satışlar için alıcının vergi kimlik numarası "2222222222" olarak kodlanacaktır. 6- Mükellefler, elektronik ortamda verdikleri bildirim formlarını onayladıktan veya kağıt ortamında bildirimde bulunduktan sonra, verdikleri bildirim formunda hata yaptıklarını belirlemeleri halinde düzeltme yapabilirler. Ancak, düzeltme bildirimi süresinden sonra verilmiş ise, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 nci maddesi hükmü uyarınca özel usulsüzlük cezası kesilecektir. 7- Düzeltme işleminde ilk bildirim formu tamamen iptal edilmekte ve ikinci defa verilen bildirim formu geçerli kabul edilmektedir. Bu sebeple, düzeltme yapması gereken mükelleflerin, yeni bildirim formunu, daha önce bildirimde bulunulmamış gibi tüm alım-satım bilgilerini içerecek şekilde doldurmaları gerekmektedir.Bildirimlerin sadece bir tanesinde hata yapıldığının belirtilmesi halinde, sadece hata yapılan bildirim formunun (Form Ba veya Form Bs) düzeltilmiş haliyle bildirilmesi yeterlidir.Kağıt ortamında düzeltme amacıyla verilecek bildirim formları, otomasyona geçmemiş mal müdürlüklerine bir dilekçe ekinde verilecektir. 8- İşini bırakan (terk eden) mükellefler bildirim formlarını işin bırakıldığı tarihi izleyen ayın son günü akşamına kadar vermek zorundadırlar. Bu bildirimler; kullanıcı kodu, parola ve şifre almış mükelleflerce veya 3568 sayılı Kanuna istinaden yetki almış meslek mensuplarınca verilecektir. Bildirim formlarının verileceği vergi dairesi, mükelleflerin en son bağlı bulundukları vergi dairesidir.Tasfiyesi devam eden mükellefler bildirimlerini, tasfiye süresince aylık dönemler halinde vereceklerdir. Tasfiye sonunda ise bildirimler, tasfiyenin sonuçlandığı tarihten itibaren otuz gün içinde tasfiye memuru veya 3568 sayılı Kanuna istinaden yetki almış meslek mensupları tarafından verilecektir.9- Bilanço esasına göre defter tutmakta iken, işletme hesabı esasına geçen mükellefler, işletme hesabına geçtikleri yıldan itibaren bildirimde bulunmayacaklardır.Buna karşın, işletme hesabına göre defter tutmakta iken, bilanço esasına geçen mükelleflerin, bilanço esasına geçtikleri yılın ilk ayından itibaren bildirim formu verme zorunlulukları bulunmaktadır. 10- Birden fazla şubesi bulunan mükellefler bildirim formlarını şube bazında değil, şube bilgilerini birleştirmek suretiyle merkezden tek bir form halinde vereceklerdir.11- Bir kişi veya kurumdan yapılan alışlar Form Ba'da tek satır olarak, bir kişi veya kuruma yapılan satışlar da Form Bs'de tek satır olarak gösterilecektir.Buna göre, aynı mükellefin birden fazla şubesinden yapılan alışlar, muhasebe sistemi gereği ayrı ayrı takip edilse bile, Form Ba'da tek satır olarak gösterilecektir. Aynı şekilde, aynı mükellefin birden fazla şubesine yapılan satışlar da, muhasebe sistemi gereği ayrı ayrı takip edilse bile, Form Bs'de tek satır olarak gösterilecektir.12- Bir kişi veya kurumdan yapılmış olan ve belirlenen haddi aşan alımlar, Ba bildirim formu ile bildirilecek; bu alımların bir kısmı daha sonra iade edilmişse, bu iadeler -belirlenen haddin üzerinde olması halinde- Bs bildirim formunda satış olarak gösterilecektir.Aynı şekilde, bir kişi veya kuruma yapılmış olan ve belirlenen haddi aşan satışlar, Bs bildirim formu ile bildirecek; bu satışların bir kısmı daha sonra iade alınmışsa, bu iadeler -belirlenen haddin üzerinde olması halinde- Ba bildirim formunda alım olarak gösterilecektir.13- Herhangi bir mal ve hizmet alımına bağlı olarak, ödemenin gecikmesi suretiyle ortaya çıkan ve fatura düzenlenmek suretiyle alıcıya yansıtılan kur farkı gelirleri/giderleri de bildirimlere dahil edilecektir.14- Bildirim formları özel tüketim vergisi dahil olarak doldurulacaktır. Diğer bir ifade ile, bildirim formlarını düzenlerken özel tüketim vergisi ayrıştırılmayacak, alım ve satımlar özel tüketim vergisi dahil tutarlarıyla gösterilecektir.15- Mükellefler, Vergi Usul Kanununun 235 nci maddesi hükmü gereğince müstahsil makbuzu düzenlemek suretiyle yapmış oldukları alımlarını Form Ba ile bildirmek zorundadırlar. Müstahsil makbuzu ile yapılan alımlar, gelir vergisi tevkifatı yapılmadan önceki brüt tutarları ile bildirilecektir.16- Bildirim formlarını elektronik ortamda veya kağıt ortamında belirlenen süre içinde vermeyen, eksik veya yanıltıcı bildirimde bulunan mükellefler hakkında 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 nci maddesi hükmü uyarınca işlem yapılacaktır.SONUÇ: Bilanço usulü defter tutan mükelleflerin mal ve hizmet alışlarına ve satışlarına ilişkin "Ba" ve "Bs" formlarından 2007 yılına ilişkin olanların yıllık olarak 2008 şubat ayının sonuna kadar, 2008 yılındaki alış ve satışlara ilişkin formlar ise aylık olarak bildirilecektir.Uygulamanın yeni olması nedeniyle 2008 ocak, şubat, mart aylarına ilişkin sadece bu 3' aylık bildirimler mükelleflerin istemesi halinde 5 nisan - 5 mayıs arasında, Nisan ve müteakip aylar ise takip eden ayların 5'inden ertesi ayın 5'ine kadar aylık olarak bildirilecektir.Bakanlık bilgisayar ortamında çapraz denetimle alış ve satış bilgilerinin yanlışlığını kısa sürede belirleyebilmektedir.Bu formlarının doldurulmasına yeterli özen gösterilmemesi halinde, çapraz denetimlerde uyumsuzlukların ortaya çıkacağı muhtemeldir. Uyumsuzluğun tespiti durumunda bu mükelleflerin öncelikle incelemeye alınacağı ve haklarında 213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 355 nci maddesi hükmü uyarınca işlem yapılacağı tebliğde bildirilmiştir.

3 Ocak 2008 Perşembe

Duyuru 45- 03/01/2008

Sayın Müşterimiz, 2008/Ocak

Yeni yılla birlikte genel olarak alışık olduğumuz taşıt vergilerinde,damga vergilerinde değişimlerden farklı olarak bu yıl kdv de önemli değişiklikler oldu.
Bunlar ;
1- Küçük ve büyükbaş hayvan etleri ve bağırsağının toptan satışındaki KDV oranı % 1'den % 8'e
çıkarılmıştır. Perakende teslimlerdeki % 8 oranı ise korunmaktadır.
2- a) Kütlü ve elyaf pamuk, linter pamuk, pamuk lifi döküntüleri,natürel veya tops haldeki tiftik,
yün ve yapağının,

b)Türk Gümrük Tarife Cetvelinin 41.01 pozisyonundaki sığır ve atların,
41.02 pozisyonundaki koyun ve kuzuların 41.03 pozisyonundaki keçi ve oğlakların keçi ve
oğlakları hariç) ham post ve derilerinin,toptan teslimlerinde KDV oranı % 1'den % 8'e
çıkarılmış perakende teslimlerinde ise % 18'den % 8'e indirilmiştir.
3- Binek otomobillerinin alımında yüklendikleri katma değer vergisini indirme hakkı bulunan
mükelleflerin bu araçları kullanılmış olarak satışlarında KDV oranı % 1'den % 18' e
yükseltilmiştir.Bu vergiyi indirme hakkı bulunmayan mükelleflerin satışlarında ise % 1 oranı
devam etmektedir.
4-Finansal kiralama işlemlerinde KDV oranı, kiralamaya konu malın KDV oranına eşitlenmiştir.
5- Gazino, açık hava gazinosu, bar, dans salonu, diskotek,pavyon,taverna, birahane, kokteyl salonu ve benzeri yerler hariç olmak üzere kahvehane, kır kahvesi, çay bahçesi, çay ocağı, kıraathane,kafeterya, pastane, ayakta yemek yenilen yerler, yemeği pakette satan veya diğer şekillerde yemek hizmeti sunan yerler, lokanta, içkili lokanta,kebapçı ve benzeri yerlerde verilen hizmetler (bu yerlerde verilen hizmetlerin alkollü içeceklere isabet eden kısmı hariç) kdv oranı %18 den %8 e indi.
6- Otel, motel, pansiyon, tatil köyü ve benzeri konaklama tesislerinde sunulan geceleme hizmeti (Konaklama tesislerinde geceleme hizmetinden yararlanmayanlara verilen tüm hizmetler ile geceleme hizmetiyle beraber verilen ancak ayrıca belgelendirilen ya da geceleme hizmetine ait belgede ayrıca fiyatlandırılan hizmetler bu sıra kapsamında yer almamaktadır. Ancak geceleme hizmeti kapsamında verilmesi ve geceleme bedeline dahil edilmesi mutat olan diğer hizmetler bu sıra kapsamında yer almakla birlikte bu şekilde belirlenen geceleme bedeli içinde sunulan alkollü içeceklere ilişkin yüklenilen katma değer vergisi tutarları,hizmeti sunanlar tarafından indirim konusu yapılamaz.) kdv oranı %18 den % 8 e indi.

Ayrıca önümüzdeki günlerde açıklanacak olan bir değişiklikte doktor,diş hekimi,avukat,veteriner ve avukatların kredi kartı ile tahsilat yapmaları halinde kredi kartı slipleri aynen yazar kasa fişi gibi olacak ve gerek doktor/avukatın gerekse müşterinin bilgileri ile ödeme tutarını detaylı olarak gösterecek,doğrudan defterlere kaydedilecek.

Bir konumuzda biliyorsunuz yıl sonunda gönderdiğimiz mesajda söz etmiştik, maliyenin fiili envanter baskısı,bu konuya önlem olması amacıyla ve özellikle stoklarınız kolay sayılabilen emtia türünden ise bize aralık ayı alış ve satış faturalarınızı bir an önce teslim etmeniz halinde yıl sonunda kayıtlarda görünen stoğunuzu hesaplıyarak size bildirir fiili stok ile kaydi stoğunuzu kıyaslayabiliriz.

Tekrar sağlıklı,mutlu,bol kazançlı,kısaca iyi bir yıl dileriz.
Saygılarımızla.

A.İsmet Tekin